İki kere yedi on dörttür.
- Two times seven is fourteen.
Dört kere beş 20'dir.
- Four times five is 20.
Film yıldızı söylediği bütün düşüncesiz şeylerden dolayı hatasını kabul etmekte defalarca zorlandı.
- The movie star ate crow many times because of all the thoughtless things she said.
Tom'un menüye bakmasına gerek yoktu çünkü daha önce o restoranda defalarca bulunmuştu.
- Tom didn't need to look at the menu because he'd been to that restaurant many times before.
Otobüs her gün kaç kez çalışır?
- How many times does the bus run each day?
Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
- These medicines should be taken three times a day.
O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
- He earns three times as much as I do.
Avustralya, Japonya'dan yaklaşık yirmi kat daha büyüktür.
- Australia is about twenty times larger than Japan.
O metotlarında zamanın gerisindedir.
- He's behind the times in his methods.
Viking zamanında, Grönland bugünkünden daha yeşildi.
- In Viking times Greenland was greener than today.
İyi günleri hatırlayalım.
- Let's remember the good times.
Güzel günlerimiz oldu.
- We did have some good times.
Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu.
- He tried several times, but failed.
Bunu birkaç kez denedim.
- I tried that a couple of times.
Dört çarpı beş yirmidir.
- Four times five is twenty.
Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.
- The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.
Devir kötü. Güçlü olmaya çalış!
- Times are tough. Try to be strong!
Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım?
- How many times do I have to ask you to call me by my first name?
Piramitler antik çağda inşa edildiler.
- The pyramids were built in ancient times.