Onu benim için yapıp yapmadığını bilmiyorum.
- Je ne sais pas s'il l'aurait fait pour moi.
Benimle kavga etmek için bir bahane buldu.
- Il a trouvé un prétexte pour se battre avec moi.
Erkek kardeşim benden iki yaş büyüktür, ama üç santim kısadır.
- Mon frère a deux ans de plus que moi, mais il mesure trois centimètres de moins.
Benden gerçeği aramamı talep edebilirler ama onu mutlaka bulmamı isteyemezler.
- On doit exiger de moi que je cherche la vérité, mais non que je la trouve.
Benimle kavga etmek için bir bahane buldu.
- Il a trouvé un prétexte pour se battre avec moi.
Kimse benimle konuşmadı.
- Personne n'a parlé avec moi.
Ayrılışınızı benim yüzümden geciktirmeyin.
- Ne retardez pas votre départ à cause de moi.
Onu benim için yapıp yapmadığını bilmiyorum.
- Je ne sais pas s'il l'aurait fait pour moi.