Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.
- My house needs major repairs.
Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
- I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Çözülmesi gereken başlıca üç sorunumuz var.
- We've got three major problems that need to be solved.
Golf sahaları su kirliliğinin başlıca sebeplerinden biridir.
- Golf courses are a major cause of water pollution.
Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı.
- Tom majored in literature at the university.
Kate asıl branş olarak Almancayı alıyor.
- Kate is majoring in German.
O, gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcıyor.
- She spends a major part of her income on food.
Sigara içmek akciğer kanserinin en önemli nedenidir.
- Smoking is the major cause of lung cancer.
Tom mimariyi asıl branş olarak seçiyor.
- Tom is majoring in architecture.
Tom Fransızcayı ana branş olarak seçmeye karar verdi.
- Tom decided to major in French.
Tom bir müzik majörü değil.
- Tom isn't a music major.
Binbaşı yüzbaşının üstündedir.
- A major is above a captain.
Ben bir İngiliz binbaşıydım.
- I was an English major.
Biz ziyadesiyle mutluyuz.
- We're extremely happy.
Binbaşı yüzbaşının üstündedir.
- A major is above a captain.
Tom Mary'ye onun yardımı için son derece minnettar.
- Tom is extremely thankful to Mary for her help.
Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
- Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
Çok tembel görünüyorsun.
- You seem to be extremely lazy.
Ton son derece çok bilmiş.
- Tom is extremely sophisticated.
Tom aşırı derecede yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said he was extremely tired.
Bu onun için aşırı derecede zordur.
- This is extremely hard for him.
Esas branşım orta çağ Avrupa tarihidir.
- My major is medieval European history.
Esas branş olarak hangi konuyu seçtin?
- What subject do you major in?
Mary fazlasıyla çekici.
- Mary is extremely attractive.
Tom aşırı derecede heyecanlı görünüyor.
- Tom seems extremely excited.
Tom, aşırı gergin görünüyor.
- Tom looks extremely nervous.
Mimi, here’s the thing. When somebody in that crowd goes and does something majorly out of control like that, it’s only a matter of days before the rest of the girls in school make sure they've caught up. ”.
This chapter is majorly devoted to the primary immunodeficiencies that have been documented in domestic animals.
This is Major Jones.
I have decided to major in mathematics.
Okay boys,” I said, in sergeant-majorly style, “there are just two rules that you need to know for this expedition.”.
... you on Etsy majorly ruined my life ...