Generally speaking, distance runners are less flexible than sprinters.
- Genel anlamda, mesafe koşucuları kısa mesafe koşucularından daha az esnektir.
Five runners reached the finals.
- Beş koşucu finale ulaştı.
Many runners passed out in the heat.
- Birçok koşucu sıcakta bayıldı.
These birds don’t fly well but they are excellent runners.
- Bu kuşlar iyi uçmaz ama harika koşuculardır.
Tom is the best runner.
- Tom en iyi koşucudur.
Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off.
- Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu.
A rabbit is running in the garden.
- Bahçede bir tavşan koşuyor.
You see, I've got only these two castles, one hundred hectares of land, six cars, four hundreds heads of cattle and twenty racer horses...
- Bakın, benim sahip olduklarım sadece bu iki kale, yüz hektar arazi, altı araba, dört yüz baş sığır ve yirmi koşu atı...
Some famous foreign runners entered that race.
- Bazı ünlü yabancı koşucular o yarışa girdi.
They are running in the park.
- Onlar parkta koşuyorlar.
Don't run about wildly in the room.
- Odada çılgın gibi koşuşturma.
I always tie my shoes tightly before I go jogging.
- Ben koşuya gitmeden önce ayakkabılarımı her zaman sıkı bağlarım.
I think jogging is good exercise.
- Ben koşunun iyi bir egzersiz olduğunu düşünüyorum.