He's tall and muscular.
- O, uzun boylu ve kaslıdır.
The vagina is a muscular tube.
- Vajina kaslı bir tüptür.
Jim pulled a muscle in his leg while skiing.
- Jim, kayak yaparken bacağında bir kas çekildi.
Their muscles are stiff.
- Onların kasları sert.
He would be as muscular as his brother if he had worked out like him.
- Eğer onun gibi egzersiz yapsaydı erkek kardeşi kadar kaslı olurdu.
My muscular strength has weakened from lack of exercise.
- Egzersiz eksikliğinden kas gücüm zayıfladı.