There really is no comparison.
- Gerçekten karşılaştırma yok.
What a ridiculous comparison!
- Ne komik bir karşılaştırma!
Compared to New York, Tokyo is a much safer place.
- New York ile karşılaştırıldığında, Tokyo çok daha güvenli bir yerdir.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
You're comparing chalk and cheese!
- Sen tebeşir ve peyniri karşılaştırıyorsun!
You're comparing apples with oranges.
- Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
Spring has come later this year compared with last year.
- Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.
Your analogy isn't correct.
- Senin karşılaştırman doğru değil.