They did a DNA comparison to see if the body was Tom's.
- Onlar cesedin Tom'a ait olup olmadığını anlamak için bir DNA karşılaştırması yaptılar.
What a ridiculous comparison!
- Ne komik bir karşılaştırma!
Your analogy isn't correct.
- Senin karşılaştırman doğru değil.
Compare your translation with the one on the blackboard.
- Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
Compare your answer with Tom's.
- Cevabını Tom'unkiyle karşılaştır.
You're comparing apples and oranges!
- Sen elmalarla portakalları karşılaştırıyorsun!
I'm not comparing Tom to Mary.
- Tom'u Mary ile karşılaştırmıyorum.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
Your achievements cannot be compared with mine.
- Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.
I'm not worried about comparisons.
- Karşılaştırmalar için endişelenmiyorum.
Comparisons are difficult.
- Karşılaştırmalar zordur.