Okuma zihni geliştirir.
- Reading improves the mind.
Egzersiz sağlığı geliştirir.
- Exercise improves health.
Tom ve Mary hava düzelirse yarın yürüyüşe gitmeyi planlıyor.
- Tom and Mary plan to go hiking tomorrow if the weather improves.
Hava düzelirse yürüyüşe çıkacağım.
- I'll go for a walk if the weather improves.
Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
- The priest tried to improve the people's morals.
Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.
- Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan.
Ben İngilizcemi ilerletmek istiyorum.
- I want to improve my English.
Fransızcamı ilerletmek isterim.
- I'd like to improve my French.
Öğrenci ilerlemek zorunda.
- The pupil has to improve.
Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.
- Garlic is used to improve the taste of food.
Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.
- Tom is doing everything within his power to improve the patients quality of life.
Çevreyi iyileştirmek için.
- In order to improve the environment.
Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız.
- To improve the situation, we must work harder.
Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
- Tom really wants to improve.
Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.
- Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
- Tom really wants to improve.
Seni azarlarsam, ilerlemeni istediğim içindir.
- If I scold you, it is that I want you to improve.
O, teniste büyük bir ilerleme kaydetti.
- He has made a big improvement in tennis.
... as people urbanize, as people get educated, as wealth improves, people are making greater ...