Az insan, yüz yıldan daha uzun yaşar.
- Wenige Menschen leben länger als hundert Jahre.
Bir cümlenin yüzlerce benzer varyasyonlarını çevirmenin nasıl hissettirdiğini biliyor musun?
- Weißt du, wie es sich anfühlt, wenn man hundert ähnliche Varianten eines Satzes übersetzt?
Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
- The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
O, yüzüncü doğum gününden birkaç gün önce öldü.
- He died a few days before his hundredth birthday.
Yüzüncü doğum gününden birkaç gün önce vefat etti.
- He passed away several days before his hundredth birthday.