hervorrufend

listen to the pronunciation of hervorrufend
الإنجليزية - التركية

تعريف hervorrufend في الإنجليزية التركية القاموس.

exciting
heyecan verici

Uzay yarışı tarihte heyecan verici bir dönemdi. - The space race was an exciting time in history.

Futbol heyecan verici bir spordur. - Soccer is an exciting sport.

exciting
{s} heyecanlı

Genç ve heyecanlıydı. - He was young and exciting.

Bugün çok heyecanlı bir gün. - Today is a very exciting day.

exciting
{f} heyecanlandır

Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur. - Ice hockey is an exciting sport.

İspanya'yı ilk ziyaretimde her şey beni heyecanlandırıyordu. - Everything was exciting to me when I visited Spain for the first time.

causing
(Dilbilim) ettirme
engendering
yol açmak
engendering
doğurma
exciting
heyecanlandırma
exciting
uyaran
causing
{f} neden ol

Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir. - When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.

Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor. - Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.

creating
{f} yarat

Davranışın çok sayıda sorun yaratıyor. - Your behavior is creating a lot of problems.

Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız. - We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.

evoking
{f} çağrıştır
evoking
{i} çağrıştırma
exciting
heyecanlandırıcı

Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur. - Ice hockey is an exciting sport.

causing
sebep olan

Tüm soruna sebep olan sensin. - You're the one causing all the trouble.

Kovanlarına sebep olan şey bu olabilir. - That may be what's causing your hives.

creating
yaratma

Din hala kullanımda olan çeşitli takvimleri yaratmada çok önemli bir rol oynamıştır. - Religion played a very important role in creating the various calendars still in use.

Sıfırdan bir ülke yaratmada bir deney gerçekleştirin. - Perform an experiment in creating a country from scratch.

evoking
çağrıştırarak
exciting
{s} ilginç

Bu hikaye ilginç, eğlenceli ve hatta heyecan verici. - This story is interesting, funny and even exciting.

exciting
(Tıp) Uyarıcı, harekete sevkedici, kişide heyecan doğurucu
exciting
(sıfat) heyecanlandırıcı, heyecanlı, heyecan verici, ilginç, uyarıcı