Çinliler çok çalışkan bir halktır.
- The Chinese are a hard-working people.
Mary çok çalışkan bir kadın.
- Mary is a very hard-working woman.
Bush çalışkan bir ekip kurdu.
- Bush put together a hard-working team.
Tom'un karısı çalışkandır.
- Tom's wife is hard-working.
Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
Tom Bill'den daha çalışkan değil.
- Tom is no more hardworking than Bill is.
Ağır iş için teşekkürler.
- Thanks for the hard work.
Tom çok çalışkan bir öğrencidir.
- Tom is a very hardworking student.
Tom çok çalışkan değil.
- Tom isn't very hardworking.
Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.
- Hard work is an essential element of success.
Ebeveynler çocuklarını dürüstlük ve sıkı çalışmanın önemi üzerine etkilemeye çalışıyorlar.
- Parents try to impress upon their children the importance of honesty and hard work.
... give these hard-working responsible americans ...
... I'm very, very disciplined and hard-working. ...