Araba dijital kontrollü klima ile donatılmıştır.
- The car is equipped with digitally controlled air conditioning.
Nükleer reaktörün koruyucu somut tabakası kontrollü patlamalar kullanılarak imha edilecek.
- The concrete layer of the nuclear reactor's shielding will be destroyed using controlled explosions.
Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
- Aliens controlled Earth's progress in secret.
Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.
- Fadil controlled the drug trade in the area.
Tom cihazı dikkatlice inceledi.
- Tom inspected the equipment carefully.
Sami'nin arabası dedektifler tarafından incelendi.
- Sami's car was inspected by investigators.
Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.
- Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic.
Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
- The defenders checked the onslaught by the attackers.