O, kendini yeterince çekici olarak düşündü.
- He thought of himself as being charming enough.
Bugün çok çekici görünüyorsun.
- You look very charming today.
O büyüleyici bir konuşmacı.
- He's a captivating speaker.
Dedemin bana verdiği büyüleyici kitabı okumak için tüm gece oturdum.
- I was up all night reading the captivating book my grandfather gave me.
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Kate kız kardeşi kadar büyüleyici.
- Kate is as charming as her sister.
Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.
- Our neighbour bought himself a charming horse.
Senin eksantrikliğin seni ya sevimli ya da sıkıcı yapabilir.
- Your eccentricities can make you either charming or tedious.
Çocukların çok sevimli!
- Your children are so charming!
Dedemin bana verdiği büyüleyici kitabı okumak için tüm gece oturdum.
- I was up all night reading the captivating book my grandfather gave me.
O büyüleyici bir konuşmacı.
- He's a captivating speaker.
O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.
- I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.
O büyüleyici bir kadındır.
- She is a charming woman.
Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.
- Our neighbour bought himself a charming horse.