- تعريف günlük في التركية الإنجليزية القاموس.
- diary I am keeping a diary every day. -Her gün bir günlük tutuyorum. 
 He keeps a diary in English. -O, İngilizce bir günlük tutar. 
 
- daily If you go to that supermarket, you can buy most things you use in your daily life. -O süpermarkete giderseniz, günlük hayatta kullandığınız pek çok şeyi satın alabilirsiniz. 
 This is a daily newspaper. -Bu bir günlük gazetedir. 
 
- journal Do you keep a journal? -Bir günlük tutuyor musunuz? 
 My dad keeps a journal every day. -Babam her gün bir günlük tutar. 
 
- diurnal 
- casually 
- incense (obtained from the storax tree) 
- fresh 
- workaday 
- incense, frankincense 
- per diem 
- frankincense 
- day to day 
- everyday This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life. -Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar. 
 TV plays an important part in everyday life. -TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar. 
 
- journal , log , daily (adj.) 
- daybook 
- quotidian 
- of every day 
- frankincense, gumthus, olibanum 
- memo book 
- per day I know that I should sleep for at least eight hours per day, however usually I sleep less. -Günlük en az sekiz saat uyumam gerektiğini biliyorum ama genellikle daha az uyuyorum. 
 
-  (Bilgisayar) logging
- lasting days 
- memoirs 
- day-to-day I am tired of the day-to-day routine of life. -Hayatın günlük rutininden usandım. 
 
- casual 
- olibanum 
- day book 
- log Mike made a rude table from the logs. -Mike günlüklerinden kaba bir tablo yaptı. 
 
- mundane 
- hackneyed 
- daytoday 
- circadian 
- incense 
- storax 
- günlük konuşma dilinde
- colloquial 
- günlük gazete
- daily newspaper 
- günlük gazete
- daily He has already read the daily newspaper. -O zaten günlük gazeteyi okudu. 
 The daily newspaper brings the world's problems to the breakfast table. -Günlük gazete dünya'nın sorunlarını kahvaltı masasına getirir. 
 
- günlük (giysi)
- casual 
- günlük ev işi
- chore 
- günlük özet
-  (Bilgisayar) daily summary
- günlük iş
- daily work 
- günlük yaşam
- Daily life 
- günlük yaşamda
- in daily life 
- günlük ağacı
- 1. storax tree. 2. frankincense tree 
- günlük egzersizlerini yapmak
- do one's daily dozen 
- günlük elbiseler
- casual clothes 
- günlük giderler
- current expenses 
- günlük güneşlik
- sunny (weather/place) 
- günlük güneşlik
- bathed in sunlight 
- günlük ilgi ve dikkat
- ordinary care 
- günlük istihbarat özeti
-  (Askeri) daily intelligence summary
- günlük istihbarat özeti; istihbarat bilgi sistemi; Savunma Bakanlığı Soruşturma
-  (Askeri) daily intelligence summary; defense information system; Defense Investigative Service; distributed interactive simulation
- günlük kur
- current rate of exchange 
- günlük kur
- current exchange 
- günlük kur
- per diem rate 
- günlük olaylar
- current events 
- günlük plan; boşaltma limanı; algılama olasılığı
-  (Askeri) plan of the day; port of debarkation; probability of detection
- günlük tutan kimse
- diarist 
- günlük tutan kimse
- diary keeper 
- günlük tutmak
- diarize 
- günlük tutmak
- to keep a journal 
- günlük tutmak
- keep a diary 
- günlük yardım
- daily 
- günlük ücret
- per diem 
- günlük ücret
- daily wages 
- günlük ücret
-  (Ticaret) earning full time
- günlük ücretiniz ne kadar
- What is the charge per day 
- günlük üretim
- daily output 
- günlük ürün
-  (Ticaret) daily product
- onbeş günlük
- fortnightly 
- yarım günlük
- part time 
- makul günlük giriş
-  (Çevre) acceptable daily intake
- sevgili günlük
- dear dairy 
- sevgili günlük
- dear diary 
- günlük test
- daytime testing 
- bir günlük yol
- A day's journey 
- günlük iş
- day job 
- bir günlük ömrü olan böcek
- Ephemera 
- dalış kıyafetinin günlük kirası ne kadar
- How much does it cost to rent a wet suit per day 
- diyet günlük no
-  (Bilgisayar) diet log id
- kirli sakal (bir günlük)
- five o'clock shadow 
- kışdönümündeki on dört günlük durgun havalı süre
- halcyon days 
- tam günlük
- all time 
- yarım günlük
- half time 
- yarım günlük tatil
- half-holiday 
- yortu sonrası sekiz günlük dönem
- octave 
- özet günlük
-  (Bilgisayar) summary log
- üç günlük seyisliği var, kırk yıllık at boku eşeler
- (Konuşma Dili) He's only been here a short while, yet he's already poking his nose into matters that are over his head 
- üçer günlük dört mevsim orucu
- ember days