Tom Mary'yi bu kadar öfkeli görmemişti.
- Tom had never seen Mary so furious.
Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The furious mob attacked the building.
Cumhuriyetçiler çok kızgındı.
- Republicans were furious.
O, kızgın bir şekilde tepki verdi.
- He reacted furiously.
Yangın şiddetli bir şekilde yanıyor.
- The fire is burning furiously.
Tom Mary'ye karşı çok öfkeliydi.
- Tom was furious with Mary.
O kuduruk bir savaştı.
- It was a furious battle.
Düşman öfkeyle saldırdı.
- The enemy attacked furiously.
Köpekler zorla giren kişiye öfkeyle havladı.
- The dogs barked furiously at the intruder.
O, kızgın bir şekilde tepki verdi.
- He reacted furiously.
He tried furiously to get it to work before the deadline.
He glared furiously at the offender.
... furious to discover that your employer had been listening in on the conversation with ...
... a song about it. And we do this, like, just -- it's just furious ...