Üzülmeyin, her şey düzelecek.
- Don't worry, everything will be OK.
Müşteri, gösterdiğim her şeyi reddetti.
- The customer rejected everything that I showed her.
Maria, 35 yılı aşkın bir süredir arazide istihdam edildiği için, sütçülük hakkında herşeyi bilir.
- Maria knows everything there is to know about dairying, having been employed in the field for over 35 years.
Tom'a herşeyin yolunda olduğunu söyle.
- Tell Tom everything's fine.
Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.
- All those who take up the sword shall perish by the sword.
Onların hepsi sadece kızları götürmek için buradalar.
- All of them are just here to pick up girls.
Aşkta ve savaşta her şey adildir.
- All's fair in love and war.
Parlayan her şey altın değildir.
- All that glitters is not gold.
Para bütün kötülüğün köküdür.
- Money is the root of all evil.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
- Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
Tom tamamen bitkindi.
- Tom was all worn out.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Ben dünyadaki tüm kuşların efendisiyim ve sadece düdüğüme üflemek zorundayım ve her biri bana gelecektir.
- I am master of all the birds in the world, and have only to blow my whistle and every one will come to me.
Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
- I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
Tom'a herşeyin yolunda olduğunu söyle.
- Tell Tom everything's fine.
O özbeöz Amerikalı bir adamla evlenmek istedi.
- She wanted to marry an all-American man.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is honest all the time.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Diğer tüm diller Uygurca'dan daha kolaydır.
- All the other languages are easier than Uighur.
Buradaki tüm ağaçları kesecek misin?
- Are you going to cut down all the trees here?
Üzgünüm, mantıların tümü bitti.
- I'm sorry, we're all out of manti.
Futbol takımımız kasabadaki diğer takımların tümünü yendi.
- Our soccer team beat all the other teams in the town.
Tom büsbütün o kadar kötü olamaz.
- Tom can't be all that bad.
Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.
- 80% of all English words come from other languages.
Diğer tüm diller Uygurca'dan daha kolaydır.
- All the other languages are easier than Uighur.
Since the company lost its best customer everything has gotten worse.
Thank you for everything you did for us.
I did everything today - washed the dishes, cut the lawn, did the laundry.
He lost all his possessions.
- He lost everything he owned.
Everything all right?
- Is everything all right?
... Geocoded photos changed the experience of everything. ...
... That's a really good question. You're right. Everything can be encoded as a number. I mean, ...