Bu çiçek Hokkaido'nun farklı bölgelerinde bulunur.
- This flower is found in different parts of Hokkaido.
Fransızca Fransa'da ve İtalya'nın bazı bölgelerinde konuşulur.
- French is spoken in France and in some parts of Italy.
Bu listedeki öğelerden birini seçin.
- Pick one of the items on this list.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Tek parça yapmak için tüm parçaları birleştirin.
- Combine all the parts to make one piece.
Bir bütün parçalardan oluşur.
- A whole is made up of parts.
Sözcük grupları sözdizimsel birimlerdir.
- Phrases are syntactical units.
Isıtma birimleri çalışmıyor.
- The heating units aren't working.
Bir hırsızlar çetesi bu semtte çalışır.
- A gang of thieves works these parts.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın.
- Sort the items from large to small.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
İstek listendeki öğelerden biri satlıktır.
- One of the items on your wish list is on sale.
Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
- Tom is making spare parts in a car factory.
Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.
- Tom divided the pie into three equal parts.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.