Tom bu bölgelerdeki en büyük çiftliğin sahibidir.
- Tom is the owner of the largest ranch in these parts.
Fransızca Fransa'da ve İtalya'nın bazı bölgelerinde konuşulur.
- French is spoken in France and in some parts of Italy.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Tek parça yapmak için tüm parçaları birleştirin.
- Combine all the parts to make one piece.
Tamir faturası parçaları ve işçiliği kapsıyor.
- The repair bill includes parts and labor.
Şirket para kaybeden bazı birimlerin satmaya karar verdi.
- The company has decided to sell some of its money-losing units.
Sözcük grupları sözdizimsel birimlerdir.
- Phrases are syntactical units.
Bir hırsızlar çetesi bu semtte çalışır.
- A gang of thieves works these parts.
Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın.
- Sort the items from large to small.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Masanızdaki şu öğelerden hangisini görüyorsunuz?
- Which of these items do you see on your desk?
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.
- Tom divided the pie into three equal parts.
Annem pastayı üç parçaya böldü.
- Mother divided the cake into three parts.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.