Birçok Amerikalının bir otomobile sahip olmak için parası yoktu.
- Most Americans did not have the money to own an automobile.
Ben her zaman bir spor arabaya sahip olmak istedim.
- I've always wanted to own a sports car.
Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
- I perceive myself as my own god.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
Hiç kimse kendisinin düşmanı değildir.
- Nobody is his own enemy.
O kendisinin en kötü düşmanıdır.
- She is her own worst enemy.
Kendi avukatını edinmek istemediğinden emin misin?
- Are you sure you don't want to get your own lawyer?
Onların kendi çocukları olmadığı için bir kız evlat edinmeye karar verdiler.
- Since they had no children of their own, they decided to adopt a girl.
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
- Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.
They were all prepared for the picnic, because they had all brought their own food and plates.
If he wins, he will own you.