تعريف easter. في الإنجليزية التركية القاموس.
- Paskalya
Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
- This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
Bir Paskalya yumurtası boyuyorum.
- I'm painting an Easter egg.
- pace
- {i} (yürürken atılan) adım
- pace
- yürürken atılan adım
- pace
- adim atmak
- Easter
- Paskalya yortusu
- pace
- adımlamak
- pace
- koşu ya da yürüyüş hızını belirlemek
- easter
- (Din) Hıristiyanlıktaki en eski ve en önemli bayram olan Paskalyada, İsa'nin çarmıha gerildikten sonra üçüncü günde dirilişi kutlanır. Her sene sabit bir tarihte gerçekleşmeyen ve dünya kiliselerinin çoğunda Pazar günü kutlanan Paskalya Günü, Kıyam Yortusu, Diriliş Pazarı ya da Diriliş Günü olarak da adlandırılır
- Easter
- {i} yumurta bayramı
- Eastertide
- (isim) paskalya zamanı
- Eastertide
- {i} paskalya zamanı
- easter
- Easter Day Paskalya günü
- easter
- Easter egg Paskalya yumurtası
- easter
- Easter time Paskalya zamanı
- pace
- bir a dımda katedilen mesafe
- pace
- {i} uygun adım yürüyüş
- pace
- {f} adımla
Karanlık olmaya başladığında, ben adımlarımı hızlandırdım.
- When it started to get dark, I quickened my pace.
- pace
- set the için pace yarış veya yürüyüşte sürati tayin etmek
- pace
- put one through his paces bir kimsenin kabiliyetini denemek
- pace
- {f} düzene sokmak
- pace
- (Askeri) (GROUND FORCES) YÜRÜYÜŞ HIZI (KARA KUVVETLERİ): Kara Kuvvetlerinde, önceden belirtilmiş ortalama yürüyüş hızını düzenleyen bir kol veya unsurun hızı
- pace
- {f} hızını ayarlamak
- pace
- yürüyüş sürati
- pace
- {f} bir
İşte yoğun geçen birkaç günden sonra, Tom bir değişikliği iple çekiyor.
- After a hectic few days at work, Tom is looking forward to a change of pace.
Bu hoş bir değişiklik.
- This is a nice change of pace.
- pace
- (fiil) adımlamak, yürümek, volta atmak, düzene sokmak, hızını ayarlamak, rahvan gitmek
- pace
- {i} hız
Tom'un hız değişikliğine ihtiyacı var.
- Tom needs a change of pace.
Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir.
- I can describe China, especially in relation to big cities like Beijing, in one sentence - China is a country whose pace of life is both fast and leisurely.
- pace
- (isim) adım, yürüyüş, uygun adım yürüyüş, hız