Educating the mind without educating the heart is no education at all.
- Kalbi eğitmeden zihni eğitmek hiç eğitim görmemektir.
Do you know anything about training dogs?
- Köpekleri eğitme hakkında bir şey biliyor musun?
She took pains to educate her children.
- O, çocuklarını eğitmek için saçını süpürge etti.
It is not easy to train dogs.
- Köpekleri eğitmek kolay değil.
The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
- Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
He was educated at Oxford.
- O, Oxford Üniversitesi'nde eğitim gördü.
Ford was poorly educated.
- Ford kötü eğitim gördü.
Tom was trained as a doctor.
- Tom bir doktor olarak eğitildi.
He was trained as a lawyer.
- O bir avukat olarak eğitildi.
Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
- Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.
The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
- Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
Ford was poorly educated.
- Ford kötü eğitim gördü.
My very educated mother just showed us nine planets.
- Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.
If he had trained himself harder at that time, he would be healthier now.
- O zaman kendini daha iyi eğitmiş olsaydı, o şimdi daha sağlıklı olacaktı.
I am training hard so that I may win the race.
- Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
- Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
Fadil paid for Layla's schooling.
- Fadıl, Leyla'nın eğitimi için ödeme yaptı.