I'm listening to Björk's latest song.
- Björk'ün en son şarkısını dinliyorum.
I need to talk to you. It's urgent. Tell me, I'm listening.
- Seninle konuşmam gerek. Acil Anlat bana, Dinliyorum.
I rarely listen to the radio.
- Nadiren radyo dinlerim.
Linda went to the park to listen to the music.
- Linda müzik dinlemek için parka gitti.
I listened, but I didn't hear anything.
- Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
Listen! They're playing my favorite music.
- Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.
Children should obey their elders, mind you.
- Dinle bak, çocuklar büyüklerine itaat etmelidir.
If you don't mind, I'd like to rest here for a while.
- Sakıncası yoksa bir süre burada dinlenmek istiyorum.
I cheered myself up by listening to music.
- Müzik dinleyerek kendime moral verdim.
The children love listening to stories.
- Çocuklar masal dinlemeyi sever.
Sami's phones were wiretapped.
- Sami'nin telefonları dinlendi.