I had to consider Tom's proposal.
- Tom'un önerisini dikkate almak zorunda kaldım.
Tom didn't consider Mary's feelings at all.
- Tom Mary'nin hislerini hiç dikkate almadı.
Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
- Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
He was fighting regardless of his wound.
- O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu.
We should have taken the schedule into consideration.
- Programı dikkate almalıydık.
You should take into consideration the advice of your mother.
- Annenin tavsiyesini dikkate almalısın.
Let's begin by considering the similarities.
- Benzerlikleri dikkate alarak başlayalım.
This is considered to be a matter of great importance.
- Bu çok önemli bir mesele olarak dikkate alınır.
I hadn't considered that.
- Ben onu dikkate almadım.