- تعريف designates في الإنجليزية التركية القاموس.
- design
-  {f} tasarlamak Film için yeni bir afiş tasarlamak zorundayım. -I have to design a new poster for the film. 
 Sinema filmi için yeni bir afiş tasarlamak zorundayım. -I have to design a new poster for the movie. 
 
- design
- dizayn etmek 
- designate
-  {f} atamak
- designate
- belirlemek 
- design
-  {i} tasarım O bir tasarımcı olmak istiyor. -She wants to be a designer. 
 Fransızca ve web tasarımı eğitimi alıyorum. -I'm studying French and web design. 
 
- design
- plan 
- designate
- tanımlamak 
- design
-  {i} dizayn Bu ders kitabı yeni başlayanlar için dizayn edilmiştir. -This textbook is designed for beginners. 
 Tiyatronun dizaynı, seyircilerin oyuncularla daha yakınlaşıp, özel bir bağ kurmalarını mümkün kıldı. -The design of the theatre enabled the audience to get up close and personal with the performers. 
 
- designate
- adlandırmak 
- design
- fikir Bu tasarım için bulanık renkler kullanmak iyi bir fikir değil. -Using muddy colors for this design is not a good idea. 
 
- designate
-  {s} tayin edilmiş
- designate
- işaret etmek 
- design
- düşünceli 
- design
- projelendirmek 
- design
- sistemin yapısı 
- design
- tasvir 
- design
- nakşetmek 
- design
-  (Mimarlık) biçimleme
- design
- boyutlandırmak 
- design
- yapmak 
- design
- çizme 
- design
- ölçülendirmek 
- design
- tasarımını yapmak 
- design
- tasarımlamak 
- design
- yaratma 
- design
- düzenbaz 
- design
- entrikacı 
- design
- plan çizmek 
- design
- kurnaz 
- design
- desen yapmak 
- design
- düzenlemek 
- design
- dizayn yapmak 
- design
- hazırlamak 
- design
-  (İnşaat) proje hazırlamak
- design
- yapı 
- design
- resmetmek 
- design
-  (Askeri) teknik plan
- designate
-  (Askeri) numaralandırmak
- designate
- düzenlemek 
- designate
- uygulamak 
- designate
- seçmek 
- design
-  {i} tasarı O, bir tasarımcı olmayı umuyor. -She hopes to become a designer. 
 Fransızca ve web tasarımı eğitimi alıyorum. -I'm studying French and web design. 
 
- design
-  {f} tasarla Mayuko kendisi için bir elbise tasarladı. -Mayuko designed a dress for herself. 
 Beyaz Saray'ı kim tasarladı? -Who designed the White House? 
 
- design
- çizmek 
- design
- tasar çizim 
- design
- josparını çizmek 
- design
- joba 
- designate
- belirt 
- designate
- belirtmek 
- designate
- görevlendirmek 
- designate
- (as ile) ünvanlandırmak 
- design
- taşar 
- design
- tasarımı 
- design
-  {i} amaç Bu, o amaç için tasarlanmadı. -It wasn't designed for that purpose. 
 
- design
-  {i} desen Tabak üzerindeki deseni seviyor. -She likes the design on the plate. 
 
- design
-  {f} 1. tasarımını
- design
- desise 
- design
- desen, karikatür sitesinden çok sayıda sanatsal karikatürü ücretsiz indirebilir, kullanabilirsiniz 
- design
- resim taslağı 
- design
-  {f} komplo kurmak
- design
-  {i} amaç, maksat, hedef
- design
- have designs on someone veya something birisinde veya bir şeyde gözü olmak 
- design
-  (Askeri) Plan, maksat, fikir, tasarı
- design
-  {f} planlamak
- design
- entrika 
- design
-  (Tekstil) 1. desen 2. çizmek, desen yapmak
- design
-  {i} taslak
- design
-  {f} modelini çizmek
- design
- kompozisyon 
- design
- tasla 
- design
-  {i} proje
- design
-  {i} komplo
- design
-  {i} tasarlama Sizin için yeni bir web sitesi tasarlamak çok zor olmazdı. -It wouldn't be too hard to design a new website for you. 
 Film için yeni bir afiş tasarlamak zorundayım. -I have to design a new poster for the film. 
 
- design
-  {f} stilize etmek
- design
-  {i} model Büyüyünce Lego model tasarımcısı olmak istiyor. -He wants to be a Lego model designer when he grows up. 
 
- design
-  {i} niyet
- design
-  {f} kastetmek
- design
-  (Askeri) TASARIM, DİZAYN, TEKNİK PLAN
- design
- yapım 
- design
- tasarçizim 
- designate
- gösterme 
- designate
-  {s} atanmış Tom bu sefer atanmış sürücü olacak. -Tom will be the designated driver this time. 
 
- designate
-  (Askeri) NUMARALANDIRMAK, ADLANDIRMAK: Bir birliğe resmi ve diğerlerinden farklı isim veya numara vermek
- designate
-  {f} (to/for) -e atamak, -e tayin etmek
- designate
- isimlendirmek 
- designate
-  {f} göstermek
- designate
-  {f} tayin etmek
- designate
-  {f} for için ayırmak, -e
- designate
- designate göster 
- designate
- tatbik etmek 
- designate
- belirt,göster 
- designate
- tertip etmek 
- designate
- to veya for ile tayin etmek