It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.
- Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
Her behaviour was out of the ordinary.
- Davranışı sıradışıydı.
Tom decided to stop drinking and reform his behavior.
- Tom içmeyi bırakmaya ve davranışını değiştirmeye karar verdi.
I was ashamed of my behavior.
- Ben davranışımdan utandım.
I am ashamed of my son's conduct.
- Oğlumun davranışından utanıyorum.
We were surprised at his conduct.
- Biz onun davranışına şaşırdık.
Dr. Jackson has a good bedside manner.
- Dr Jackson'ın hastalara karşı iyi bir davranışı var.
The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.
- Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
I can't stand that attitude of his.
- Onun o davranışına dayanamam.
I can't stand that nasty attitude of his any longer.
- Onun terbiyesiz davranışlarına dayanamıyorum artık.
Her actions disturb me.
- Onun davranışları beni rahatsız ediyor.
He appears brave, but it's just an act.
- O cesur görünüyor fakat o sadece bir davranış.
I'm not accustomed to such treatment.
- Böyle bir davranışa alışık değilim.
She gave her reporters social deportment tips.
- O muhabirlerine sosyal davranış ipuçları verdi.
Behaviour is the highest form of preaching.
- Davranış vaazın en yüksek biçimidir.
Her actions disturb me.
- Onun davranışları beni rahatsız ediyor.
We judge ourselves by our intentions and others by their actions.
- Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.
There have been a lot of complaints about the way Tom behaves.
- Tom'un davranış şekli ile ilgili çok sayıda şikâyetler olmuştur.
Tom doesn't approve of the way Mary's been behaving.
- Tom Mary'nin davranış şeklini onaylamıyor.
Bad thoughts lead to bad deeds.
- Kötü düşünceler kötü davranışlara yol açar.
The way Tom behaves infuriates me.
- Tom davranış şekli beni öfkelendiriyor.
Many people cannot understand the way hackers behave.
- Birçok kişi bilgisayar korsanlarının davranış tavrını anlayamıyor.