Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.
 - It's a miracle he wasn't killed in the plane crash.
Tom bir uçak kazasında öldü.
 - Tom died in a plane crash.
Tom'un bilgisayarı çökmeye devam ediyor.
 - Tom's computer keeps crashing.
Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı.
 - There was a chain-reaction crash during rush hour.
O, çarpışmada ölmedi, aslında kazadan önce bir kalp krizi geçirdi.
 - He did not die in the collision. Actually, he had a heart attack before crashing.
Çarpışma için kendimizi hazırladık.
 - We prepared ourselves for the crash.
Can I crash at your place on tonight? - Bu gece senin evinde kalabilir miyim?.
Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.
 - It's a miracle he wasn't killed in the plane crash.
O bir uçak kazasında öldü.
 - She died in a plane crash.
Büyük bir gürültüyle ağacın düştüğünü duyduk.
 - We heard the tree fall with a crash.
Borsa niçin iflasa gitti.
 - Why did the stock market crash?
1930'lardaki kriz sırasında, çok sayıda zengin insan borsanın iflasında her şeyini kaybetti.
 - During the Depression in the 1930's, many wealthy people lost everything in the stock market crash.
Büyük bir gürültüyle ağacın düştüğünü duyduk.
 - We heard the tree fall with a crash.
Uçak gürültüyle yere çakılmadan hemen önce, keskin bir şekilde sağa döndü.
 - The plane turned sharply to the right just before it crashed.
Tom, kamyon yeni arabama çarptığı zaman ona hayran oluyordu.
 - Tom was admiring my new car at the time the truck crashed into it.
Araba, kamyona çarptı.
 - The car crashed into the truck.
The 1987 stock market crash.
Sabahlamak için bir yere ihtiyacım var.
 - I need a place to crash.
Hey dude, can I crash at your pad?.
The crash of rhinoceros at Tsavo now numbers almost 200.
Double-clicking this icon crashes the desktop.
Can I crash at your place on Monday night?.
... crashed, because it's overloaded dealing with ...