Bir günde 60 kilometre yürümek zordur.
- Es difícil caminar 60 kilómetros en un día.
Sık sık elleri cebinde yürür.
- Suele caminar con la mano en el bolsillo.
Büyükbabam yürüyüşü sever.
- A mi abuelo le gusta caminar.
Tom tek başına yürüyüş yapmayı sever.
- A Tom le gusta caminar solo.
Ayaklarımızı yürümek için kullanırız.
- Usamos nuestros pies para caminar.
Yürümektense bir taksiye binmeyi tercih ederim.
- Prefiero tomar un taxi a caminar.