Toplantıyı bir saat daha evvel başlatmamızı önerebilir miyim?
 - Might I suggest that we start the meeting an hour earlier?
Bana daha evvel söylemeliydin.
 - You should've told me earlier.
Tom eskiden bir banka katibiydi.
 - Tom was formerly a bank clerk.
Tom biraz fazla kiloludur ama o eskiden oldukça iyi bir atletti.
 - Tom's a bit overweight, but formerly he was quite a good athlete.
O zamana kadar tamamlanırsa gelecek ay yeni evimize taşınacağız.
 - We will move into our new house next month if it is completed by then.
O zamana kadar döneceğim.
 - I'll be back by then.
Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.
 - I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.
Niçin çok daha erken söylemedin?
 - Why didn't you say so earlier?
Eğer biraz daha erken gelseydin, onunla karşılaşabilirdin.
 - Had you come a little earlier, you could have met her.
Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.
 - I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.
Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
 - By then, however, it was too late.
O zamana kadar bitirebilir misin?
 - Can you finish by then?
Eskisinden biraz daha erken geldi.
 - He came a little earlier than he used to.
Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir.
 - We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.