Tom nodded his head a few times.
- Tom bir kaç kere başını salladı.
We almost got caught a few times.
- Biz neredeyse bir kaçkez yakalandık.
The value of the painting was estimated at several million dollars.
- Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.
It took me several hours to write it.
- Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
My father bought some CDs for my birthday.
- Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.
He got a broken jaw and lost some teeth.
- Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.
Only a few people understood me.
- Sadece birkaç kişi beni anladı.
Only a few people showed up on time.
- Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
I visited Romania a few years ago.
- Birkaç yıl önce Romanya'yı gördüm.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
I've seen a couple of Kurosawa's films.
- Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.
A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
- Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
A number of passengers were injured.
- Birkaç yolcu yaralandı.
Tom died a number of years ago.
- Tom birkaç yıl önce öldü.
The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court.
- Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.
There were multiple disclaimers at the start of the video.
- Videonun başında birkaç feragatname vardı.
A number of students are absent today.
- Bugün birkaç öğrenci eksik.
Tom and Mary have gone swimming together a number of times.
- Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.
Tom was among the few who stayed and helped.
- Tom kalan ve yardım eden birkaç kişinin arasındaydı.
Tom was among the few who survived.
- Tom hayatta kalan birkaç kişi arasındaydı.
I want some potatoes. Do you have any?
- Birkaç patates istiyorum. Hiç patatesiniz var mı?
Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death.
- Birkaç günlüğüne hiçbir şey yememek veya içmemek ölümle sonuçlanabilir.