beriden

listen to the pronunciation of beriden
التركية - الإنجليزية

تعريف beriden في التركية الإنجليزية القاموس.

beri
since

It is five years since we moved here. - Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.

Spain has been a democracy since 1975. - İspanya'nın 1975'ten beri bir demokrasisi var.

beri
onwards
beri
from

I haven't seen Rick since he returned from New Zealand. - Yeni Zelanda'dan geri döndüğünden beri Rick'i görmedim.

I haven't heard from Jane since she moved to Tokyo. - Tokyo'ya taşındığından beri, ben Jane'den haber almadım.

beri
on
beri
for

Tom has been hunting for a job since he lost his previous job last year. - Geçen yıl bir önceki işini kaybettiğinden beri, Tom bir iş aramaktadır.

Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings. - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

beri
the near side
beri
this way
beri
free
beri
ever since

I have known him ever since he was a child. - Onu çocukluğundan beri tanırım.

Tom came to Japan three years ago and has been living here ever since then. - Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..

beri
onward
beri
down

Tom's gone down two pant sizes since he went vegan. - O vegan olduğundan beri Tom iki pantolon ölçüsü düştü.

That politician has come down in the world since the so-called Recruit scandal was publicized. - Sözde acemi skandalı duyulduğundan beri o politikacı dünyada gözden düştü.

beri
the near side; this way; since, ever since; for
beri
here; near, this side (of)
öteden beriden bahsetmek
to talk of various things, talk of this and that
التركية - التركية

تعريف beriden في التركية التركية القاموس.

BERÎ
(Osmanlı Dönemi) (Berâet. den) Kurtulmuş. Temiz. Kayıt ve hüküm altında olmayan. Zimmeti bulunmayan adam. Hiçbir karışıklık, kusur ve noksanı olmayan. Hastalıktan sâlim olan. (Bak: Ber
beri
Bu uzaklıkta bulunan
beri
çilek ve kiraz gibi etli ve ince kabuklu meyveler
beri
Bu uzaklıkta bulunan: "Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var."- S. F. Abasıyanık. Çıkma durumundaki kelimelerden sonra getirilerek bir işin başlangıcını gösterir: "Kar sabahtan beri yağmıştı."- S. F. Abasıyanık
beri
Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı
beri
Çıkma durumundaki kelimelerden sonra getirilerek bir işin başlangıcını gösterir
öteden beriden
Çeşitli yerlerden veya şeylerden, şundan bundan, şuradan buradan