Fadıl park yerinde patronuna ait bir minibüs fark etti.
- In the parking lot, Fadil noticed a van belonging to his boss.
Biz belgenin onun erkek kardeşine ait olduğu gözüyle baktık.
- We regarded the document as belonging to her brother.
Tom her şeye kendi yoluyla sahip olmak zorunda.
- Tom has to have everything his own way.
Birçok Amerikalının bir otomobile sahip olmak için parası yoktu.
- Most Americans did not have the money to own an automobile.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
- This is a picture of her own painting.
Fadıl kendisinin karanlık yönünü keşfedecek.
- Fadil will discover a dark side of his own.
Tom, kendisinin en kötü düşmanı.
- Tom is his own worst enemy.
Bütün eşyalarınıza adınızı yazın.
- Put your name on all your belongings.
Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
- They are all my personal belongings.
Bana bu kitapların kime ait olduğunu söyle.
- Tell me whom these books belong to!
Ona ait olmayan şeyi Cesar'dan almalıyız.
- We must take from Cesar what does not belong to him.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Biz belgenin onun erkek kardeşine ait olduğu gözüyle baktık.
- We regarded the document as belonging to her brother.
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
- Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.
Kişisel eşyalarımı otobüste bırakabilir miyim?
- May I leave my belongings on the bus?
Tom kişisel eşyalarının hepsini sattı.
- Tom sold all of his belongings.
A need for belonging seems fundamental to humans.