الإنجليزية - التركية
تعريف beautiful, pretty في الإنجليزية التركية القاموس.
- güzel
- stunning
- {s} çekici
Gerçekten çekici görünüyorsun.
-You really do look stunning.
- stunning
- {s} çok güzel, harika, enfes
- stunning
- (Tıp) siderant
- stunning
- sersemletme
- stunning
- hoş
- stunning
- çok çekici
- stunning
- {f} sersemlet
- stunning
- {i} sersemletici
- stunning
- güzel
O şaşırtıcı bir şekilde güzeldir.
-She is stunningly good-looking.
O şaşırtıcı bir şekilde güzeldi.
-She was stunningly beautiful.
- stunning
- {s} müthiş
- stunning
- harika
- stunning
- fevkalade
- stunning
- {s} hayret verici
- stunning
- {s} çarpıcı
Bu, çarpıcı bir haber.
-This is stunning news.
O elbise onun üzerinde çarpıcı görünüyor.
-That dress looks stunning on her.
- stunning
- {s} nefis
- stunning
- bayılt/sersemlet
- stunning
- {s} serseme çeviren
- stunning
- müstesna
- stunning
- stunninglyinsanın aklını başımdan alacak surette
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف beautiful, pretty في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- stunning
beautiful, pretty
الواصلة
beautiful, pret·tyالنطق
Resimler
السابق
المفضلات