The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
- Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
Tom is a confirmed bachelor.
- Tom bir müzmin bekardır.
Tom and Mary are both still single.
- Tom ve Mary her ikisi de hâlâ bekar.
Tom remained single all his life.
- Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.
Look at that mountain which is covered with snow.
- Karlarla örtülü şu dağa bak.
It will probably snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
Tom and Mary are both still single.
- Tom ve Mary her ikisi de hâlâ bekar.
Some young Japanese people prefer being single to being married.
- Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
Robert got a small proportion of the profit.
- Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..
Let's agree to share in the profits.
- Karı paylaşmada anlaşalım.
My wife is liable to catch a cold.
- Karım üşütmeye eğilimli.
He ran to catch up to his brother.
- Erkek kardeşine yetişmek için koştu.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
Most French people are against capital punishment.
- Çoğu Fransız, idam cezasına karşıdır.
Karakorum is the early capital city of Mongolia.
- Karakurum, Moğolistan'ın ilk başkentidir.
I bought him a drink in return for his help.
- Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
Perry decided to gain information from Drake.
- Perry Drake'den bilgi almaya karar verdi.
They tried very hard to gain an advantage over one another.
- Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
Layla hoped to work for a wealthy single man.
- Leyla zengin bir bekar adam için çalışmayı umuyordu.
You can't mix oil and water.
- Yağ ve suyu karıştıramazsın.
Air is a mixture of various gases.
- Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
This product brought us a large margin.
- Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.
This company uses cheap labor to increase its profit margins.
- Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.
A group of people started off in snow boots.
- Bir grup insan kar botlarıyla yola koyuldular.
Tom's boots sank into the deep snow.
- Tom'un botları derin kara battı.
Tom's older daughter is still unmarried.
- Tom'un büyük kızı hâlâ bekardır.
As far as I know, she's still unmarried.
- Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.
Being celibate means that you may only do it with other celibates.
- Bekar olmak onu sadece diğer bekarlarla yapabileceğin anlamına gelir.
AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
- AIDS sadece her birey buna karşı harekete geçmeye karar verirse durdurulabilir.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
Our train was delayed on account of the heavy snow.
- Bizim tren yoğun kar nedeniyle ertelendi.
My brother has a Twitter account.
- Erkek kardeşimin bir Twitter hesabı var.
Tom's older daughter is still unmarried.
- Tom'un büyük kızı hâlâ bekardır.
Tom remained unmarried all his life.
- Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.
Being celibate means that you may only do it with other celibates.
- Bekar olmak onu sadece diğer bekarlarla yapabileceğin anlamına gelir.
He remained a bachelor all his life.
- Hayatı boyunca bekar kaldı.
Tom is a confirmed bachelor.
- Tom bir müzmin bekardır.
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
- Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation.
- Biletler çift başına 30 Dolar ya da tek bir rezervasyon için 20 Dolar karşılığı mevcuttur.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.