İnsanlar yaşarken uykudadır, öldüklerinde uyanırlar.
- Humans are asleep when they live, they wake up when they die.
Yangın patlak verdiğinde, o derin uykudaydı.
- When the fire broke out, he was dead asleep.
Masamda çalışırken uykuya daldım.
- I fell asleep while studying at my desk.
Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
- Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
Biz çocuğu mışıl mışıl uyurken bulduk.
- We found the boy sound asleep.
O uyurken içeri bir hırsız girdi.
- A burglar broke in while he was asleep.
Tom uyuyana kadar beklemem gerekti.
- I had to wait until Tom was asleep.
Mary çocuğu uyuyana kadar bekliyordu.
- Mary had been waiting till her child fell asleep.
Tom uyumaktan kendini alamadı.
- Tom couldn't help falling asleep.
Onun sağ ayağı uyuşmuştu.
- His right leg was asleep.
Tom'un bacağı uyuşmuştu bu yüzden ayağa kalkamadı.
- Tom's leg had fallen asleep so he couldn't stand up.
Ben uyumak istiyorum.
- I want to have a kip.
Annem her öğleden sonra uyur.
- My mother has a kip every afternoon.
Ben uyumak istiyorum.
- I want to have a kip.
Louisa sat in the car crying, until her foot fell asleep. She shook her foot violently, afraid the numbness would turn to frostbite.
The baby is sleeping in his crib.
- The baby is asleep in his crib.
I did that while everybody else was still sleeping.
- I did that while everyone else was still asleep.
... THE TEACHER THAT FELL ASLEEP DURING DETENTION ...