تعريف baskı في التركية الإنجليزية القاموس.
- print
Tom finds it difficult to read small print.
- Tom küçük baskıyı okumayı zor buluyor.
Mistakes in the printing should be pointed out at once.
- Baskıdaki hatalara derhal dikkat çekilmelidir.
- restraint
Despite his restraint, he agreed to it.
- Onun baskısına rağmen, o, onu kabul etti.
- printing
The first printing machine was invented by Gutenberg.
- İlk baskı makinesi Gutenberg tarafından icat edilmiştir.
Mistakes in the printing should be pointed out at once.
- Baskıdaki hatalara derhal dikkat çekilmelidir.
- {i} pressure
The pressure for tax reform is growing.
- Vergi reformu için baskı artıyor.
Public pressure forced the army to act.
- Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı.
- {i} oppression
Many have long suffered oppression and hardship under colonialism.
- Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.
Many have suffered oppression and misery for a long period of time under the rule of colonialism.
- Birçoğu sömürgeciliğin egemenliği altında uzun bir süre baskı ve sefaletten çekmiştir.
- press
He pressed me to stay a little longer.
- O biraz daha uzun kalmam için bana baskı yaptı.
The pressure for tax reform is growing.
- Vergi reformu için baskı artıyor.
- force
I was forced to sign my name.
- Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
She forced him to eat his vegetables.
- Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı.
- edition
This edition is limited to seven thousand copies.
- Bu baskı yedi bin nüsha ile sınırlı.
As far as I know, this is the latest edition.
- Bildiğim kadarıyla, bu son baskıdır.
- (Hukuk) repression
The seed of revolution is repression.
- Devrimin tohumu baskıdır.
- crackdown
- coercion
- typographic
- crush
- stress
Gravity stresses the human body.
- Yerçekimi insan vücuduna baskı yapıyor.
I'm feeling stressed.
- Ben baskı hissediyorum.
- press; pressure
- press, baling press
- thrust
- heat
- piezo
- hem
- duress
- screw
- impression
- press; pressure; printing, edition, impression; oppression, compulsion, duress; (giyside) hem
- stamp (for printing fabrics)
- lever (of a press)
- compulsion; constraint
- constraint, restraint, pressure
- printing; edition; number of copies printed
- squeeze
- {i} leverage
- {i} suppression
Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
- Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
- heavy hand
- (Askeri) processing
- strong hand
- probe
- strain
The rope broke under the strain.
- Halat baskı altında kırıldı.
Tom has been under a great deal of strain lately.
- Tom son zamanlarda büyük bir baskı altında.
- (Bilgisayar) printout
- (Bilgisayar) version
- clutch
- coaction
- compulsion
- constraint
I think I've showed considerable constraint under the circumstances.
- Ben bu koşullar altında önemli bir baskı gösterdiğimi düşünüyorum.
There was a feeling of constraint in the room; no one dared to tell the king how foolish his decision was.
- Odada bir baskı hissi vardı; Hiç kimse krala kararının ne kadar aptalca olduğunu söylemeye cesaret etmedi.
- issue
A new serial will begin in next month's issue.
- Gelecek ayın baskısında yeni bir dizi başlayacak.
- mail
- transfer
- coerce
He was coerced into helping the thieves.
- Hırsızlara yardım etmesi için baskı yapıldı.
- {i} imprint
- {i} urgency
- {i} discipline
- arm twisting
- baskı yapmak
- {f} press
I don't wanna press you.
- Sana baskı yapmak istemiyorum.
I'm not here to put pressure on you.
- Burada sana baskı yapmak için bulunmuyorum.
- baskı yapmak
- {f} force
- baskı altında tutmak
- repress
- baskı hatası
- misprint
That's likely a misprint.
- O, muhtemelen baskı hatası.
That must be a misprint.
- O bir baskı hatası olmalı.
- baskı hatası yapmak
- misprint
- baskı kalıbı
- punch
- baskı yapan
- repressive
- baskı (manevi)
- pressure
- baskı altında kalma
- smother
- baskı altına almak
- suppress
- baskı altında
- under pressure
I work best under pressure.
- Ben en iyi baskı altında çalışırım.
I'm always under pressure.
- Ben hep baskı altındayım.
- baskı altında olmak
- Be under pressure
- baskı aracı
- print tool
- baskı kapağı
- (Mühendislik) Thrust cover
- baskı makinesi
- Printing press, printing machine
- baskı sanatları
- imprint art
- baskı yapmak
- use force (with)
- baskı yapmak
- oppress
The government of that country oppresses its people.
- O ülkenin hükümeti insanlarına baskı yapmaktadır.
- baskı yapmak
- put pressure on
- baskı alanı
- printing area
- baskı altında
- under duress, under pressure
- baskı altında olan
- hard pressed
- baskı altında olmak
- to be under constraint or pressure
- baskı altında tutmak
- coerce
- baskı altında tutmak
- concuss
- baskı altında tutmak
- press smb. close
- baskı altında tutmak
- to keep (someone) under (one's) thumb
- baskı altında tutmak
- to keep down
- baskı altında tutmak
- restrain
- baskı arabası
- printing car
- baskı astarı
- back gray, back cloth
- baskı atölyesi
- press room
- baskı blanketi
- printing blanket
- baskı bloğu
- printing block
- baskı boyası
- print paste
- baskı demiri
- swage
- baskı deseni
- printing pattern, printing design
- baskı devre (montaj)
- (Askeri) printed wiring board (assembly)
- baskı grubu
- pressure group
- baskı grupları
- (Hukuk) pressure groups, lobbies
- baskı hataları
- corrigenda
- baskı hatası
- printer's error
- baskı hatası
- corrigendum
- baskı hatası
- typographic error
- baskı hızı
- printing speed
- baskı kalenderi
- embossing calender
- baskı kalitesi
- print quality, letter quality
- baskı kalıbı
- printing block
- baskı kalıbı
- plate
- baskı kalıbı
- swage
- baskı kalıbı
- stamping die
- baskı kalıbı die
- for embossing or printing a book cover
- baskı kopyası
- press copy
- baskı kuyruğu
- print queue
- baskı kâğıdı
- printing out paper
- baskı levhası
- platen
- baskı makinesi
- rolling press
- baskı makinesi
- printing press, printing machine, press
- baskı makinesi
- stamping press
- baskı masası
- printing table
- baskı mili
- thrust shaft
- baskı mumlu bezi
- tympan
- baskı mürekkebi
- printer's ink
- baskı odası
- press room
- baskı patı
- printing paste
- baskı plakası
- pressure plate
- baskı pulu
- thrust washer
- baskı rejimi
- coercion
- baskı sayısı
- printing, number of copies printed
- baskı sayısı
- circulation
- baskı silindiri
- printing cylinder, printing roller
- baskı silindiri
- roller
- baskı silindiri
- presser
- baskı sırasında yetiştirilen haber
- stop press
- baskı tekniği
- printing technique
- baskı tekniği
- autography
- baskı valsi
- printing roller
- baskı ve yayınevi özelliklerini basmak
- imprint
- baskı yapan
- domineering
- baskı yapma
- press-gang
- baskı yapmak
- 1. to put pressure on. 2. to use force (with). 3. to oppress
- baskı yapmak
- to pressurize, to push, to coerce
- baskı yapmak
- press for
- baskı yatağı
- thrust bearing
- baskı yayı
- pressure spring
- baskı yoğunluğu
- print density
- baskı yönetimi
- despotism
- baskı yöntemi
- printing method
- baskı yüzeyi
- printing area
- baskı çekici
- face hammer
- baskı şablonu
- printing screen, printing stencil
- batik baskı
- batik printing
- baskı yapmak
- {f} impress
- baskı yapmak
- {f} tyrannize
- baskı yapmak
- {f} pressure
We don't want to pressure you.
- Sana baskı yapmak istemiyoruz.
I'm not here to put pressure on you.
- Burada sana baskı yapmak için bulunmuyorum.
- baskı yapmak
- {f} pressurize
- baskı yapmak
- {f} coerce
- baskı yapmak
- {f} urge
- prova baskı
- proof
- baskı yapmak
- put pressure
I'm not here to put pressure on you.
- Burada sana baskı yapmak için bulunmuyorum.
- baskı yapmak
- apply pressure
- baskılar
- prints
- birinci baskı
- first edition
- manevi baskı altında olmak
- be under pressure
- mavi baskı
- (Askeri,Bilgisayar) blueprint
- offset baskı
- (Matbaacılık, Basımcılık) offset printing
- politik baskı
- (Politika, Siyaset) political pressure
- prova baskı
- pull
- prova baskı
- (Matbaacılık, Basımcılık) proofing
- renkli baskı
- color printing
- siyasi baskı
- (Politika, Siyaset) political pressure
- sosyal baskı
- (Pisikoloji, Ruhbilim) social pressure
- sınırlı baskı
- limited edition
- taslak baskı
- (Bilgisayar) print draft
- tekrar baskı
- (Askeri) reprint
- tipo baskı
- (Matbaacılık, Basımcılık) letterpress printing
- toplumsal baskı
- social pressure
- yeni baskı
- re-edition
- zemin baskı
- (Teknik,Tekstil) first print
- zorlama baskı
- coercion
- baskı yapmak
- steamroller
- baskı yapmak
- domineer
- baskı yapmak
- {f} push
- dijital baskı
- Digital printing
- matbaa. baskı yapılan
- printing. the printing
- yalı baskı
- Weatherboarding, siding
- Düşman Hava Savunmasının Baskı Altına Alınması
- (Askeri) suppression of enemy air defenses
- alt baskı
- bottom printing, first print
- askeri baskı
- military pressure
- ayrı baskı
- offprint
- aşındırma baskı
- discharge printing
- aşındırma baskı patı
- discharge printing paste
- baskı yapmak
- use force
- baskı yapmak
- {f} constrain
- baskı yapmak
- keep down
- baskı yapmak
- urge against
- baskı yapmak
- {f} constrict
- baskı yapmak
- {f} squeeze
- baskı yapmak
- press gang smb. into doing smth
- baskı yapmak
- put leverage on smb
- baskı yapmak
- put the bite on smb
- baskı yapmak
- lean on
- baskı yapmak
- {f} stress
- baskı yapmak
- bear against
- baskı yapmak
- sit upon
- baskı yapmak
- {f} subdue
- blok baskı
- block printing
- bronz baskı
- bronze printing
- cinsel baskı
- sexual oppression
- değişik sayılardan derlenmiş baskı
- variorum
- değişik sayılardan derlenmiş baskı
- variorum edition
- değmeli baskı
- contact print
- direkt baskı
- direct printing
- dubleks baskı
- duplex printing
- dubleks baskı makinesi
- (Teknik,Tekstil) reversible printing machine
- dubleks baskı makinesi
- duplex printing machine
- düz baskı makinesi
- platen machine
- düzeltilmiş baskı
- revise
- elektrostatik baskı
- xerography
- etek baskı makinesi
- (Tekstil) blind stitcher
- etiket baskı makinesi
- (Tekstil) label-printing machine
- etnik baskı grupları
- (Politika, Siyaset) ethnic pressure groups
- flok baskı
- flock printing
- flok baskı makinesi
- flock printing machine
- fotoğraf ile ofset baskı
- photooffset
- hareketli baskı
- (Askeri) rolling recoil
- helezoni baskı yayı
- (Otomotiv) helical compression spring
- ilk baskı prova kâğıtları
- sheets advance
- indigo baskı
- indigo printing