The talented finance minister's ingenuity has helped his bankrupt nation to get out of the red.
- Yetenekli maliye bakanının yaratıcılığı batmış ulusunun kurtulması için yardımcı oldu.
He is studying to be a minister.
- O bir bakan olmak için eğitim görüyor.
Tom knows the Secretary of State.
- Tom, dışişleri bakanı'nı bilir.
The Secretary of State said he planned to resign.
- Dışişleri Bakanı istifa etmeyi planladığını söyledi.
The girl staring back at me was angry.
- Bana dik dik bakan kız öfkeliydi.