- تعريف arka في التركية الإنجليزية القاموس.
- back I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril. -Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var. 
 While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants. -Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu. 
 
- rear The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson. -Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı. 
 The hijackers moved to the rear of the plane. -Korsanlar uçağın arkasına ilerledi. 
 
- posterior 
- behind The garden is behind the house. -Bahçe evin arkasında. 
 Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering. -Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim. 
 
- buttock 
-  (Tıp) superior Sami felt a little bit superior to his friends. -Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti. 
 
- back board 
- end I've decided to end our friendship. -Arkadaşlığımızı bitirmeye karar verdim. 
 Who needs friends! They'll just betray you in the end. -Kimin arkadaşlara ihtiyacı var! Onlar sonunda sana ihanet edeceklerdir sadece. 
 
- backside 
- contuniation 
- back-up 
- dorsal 
- the reverse 
- aft I spent the whole afternoon chatting with friends. -Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim. 
 I asked after my sick friend. -Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum. 
 
- rump, buttocks, fanny 
- hind Kangaroos have two small forepaws and two large, strong hind paws. -Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır. 
 A friend of mine can speak Hindi fluently. -Bir arkadaşım akıcı bir biçimde Hintçe konuşabilir. 
 
- dorso 
- backer 
- a back load (of something) 
- back part, rear, back side, reverse 
- rearward; stern 
- situated in the tail or rear section 
- support I have a lot of friends to support me mentally. -Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var. 
 His girlfriend was not supportive. -Onun kız arkadaşı destekleyici değildi. 
 
- back, rear; the reverse (side); continuation, sequel; support, back-up, backing; supporter, backer; backside, buttocks, behind; back; reverse; hind; posterior 
- hind, back, posterior 
- dors 
- powerful friend, backer, supporter; pull, influence 
- tail The tail at the rear of the plane provides stability. -Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar. 
 Your right taillight is busted. -Sağ arka lamban patlamış. 
 
- the space behind or beyond 
- sequel, the remaining part 
- backing; continuation; breech; supporter 
-  {s} stern
-  {i} backing
- friend at court 
- tailback 
- upholder 
- rear of 
- on back 
- back side 
- on the back of 
- on the back 
-  {i} small We have a small backyard. -Bizim küçük bir arka bahçemiz var. 
 There is a small pond in back of my house. -Evimin arkasında küçük bir gölet var. 
 
- reverse 
- rearward 
-  {i} breech
-  {i} continuation
-  {i} supporter Your father's friends aren't his only supporters. -Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil. 
 He has a wealthy supporter behind him. -Arkasında zengin bir destekleyicisi var. 
 
- arka plân
- background He is always in the background. -O her zaman arka plandadır. 
 This has no relevance to my background. -Bunun benim arka planımla alakası yok. 
 
- arka plan
- background Let's get a picture of us with the sea in the background. -Arka planda deniz manzaralı bir resmimizi çektirelim. 
 This has no relevance to my background. -Bunun benim arka planımla alakası yok. 
 
- arka taraf
- rear 
- arka monta
- (Shoe) Heel seat lasting 
- arka avlu
- backyard 
- arka taraf
- stern 
- arka ışığı
- backlight 
- arka bagaj
- trunk 
- arka bahçe
- back garden 
- arka beyin
-  (Anatomi) rhombencephalon
- arka beyin
-  (Anatomi,Pisikoloji, Ruhbilim) hindbrain
- arka biçem
-  (Bilgisayar) backstyle
- arka cam
-  (Otomotiv) rear window
- arka cam
- rear gloss 
- arka duvar
-  (Bilgisayar) back wall
- arka far
-  (Biyoloji) taillights
- arka farlar
-  (Biyoloji) taillights
- arka fon
- background 
- arka fren
- rear brake 
- arka kanal
-  (Basın) back-channel
- arka kanat
-  (Havacılık,Otomotiv) rear wing
- arka kapak
-  (Otomotiv) rear cover
- arka kapak
-  (Askeri) back plate
- arka kapak
-  (Otomotiv) rear end cover
- arka kapak
-  (Otomotiv) end cover
- arka kısım
- tail 
- arka olan
-  (Ticaret) sponsor
- arka olmak
- support 
- arka orta
-  (Spor) middle back
- arka pano
- back plate 
- arka parça
- backing 
- arka plan
-  (Bilgisayar) backplane
- arka plan
-  (Edebiyat) back story
- arka plan
-  (Bilgisayar) backspace
- arka sinyal
-  (Biyoloji) rear indicator
- arka sinyal
-  (Biyoloji) tail turn signal
- arka sinyal lambası
-  (Biyoloji) rear indicator light
- arka sinyal lambası
-  (Biyoloji) tail turn signal light
- arka siper
-  (Askeri) parados
- arka sis lambaları
-  (Biyoloji) tail fog lights
- arka sis lambası
-  (Biyoloji) tail fog light
- arka sokak
- by street 
- arka sokak
- back-alley 
- arka taraf
-  (Mimarlık) the back
- arka taraf
- back 
- arka taraf
- back side 
- arka taraf
-  (Otomotiv) rear end
- arka tepsi
-  (Bilgisayar) rear tray
- arka uç
- back-end 
- arka uç
-  (Çevre) back end
- arka yer
- back seat 
- arka yüz
- face down 
- arka yüz
-  (Teknik,Tekstil) reverse side
- arka zemin
-  (Sanat) background
- arka çıkmak
- back 
- arka ışık
-  (Havacılık) backlight
- arka ışık
-  (Otomotiv) rear light
- arka ışık
- tail light 
- arka şasi
- rear frame 
- arka-yan
-  (Tıp) posterolateral
- arka arkaya
- repeatedly 
- arka arkaya
- back to back 
- arka kaş
- browse back 
- arka plana itmek
- pushed to the background to 
- arka teker
- rear wheel 
- arka abs
- rear wheel anti-lock 
- arka abs
- rear antilock brake system 
- arka ada
- back land 
- arka aks
-  (Otomotiv,Teknik) back axle
- arka aks
- rear-axle 
- arka apresi
- back finish 
- arka arka
- backwards 
- arka arkaya
- on end It has rained for three days on end. -Arka arkaya üç gün boyunca yağmur yağdı. 
 
- arka arkaya
- in series 
- arka arkaya
- one after another, one after the other, successively 
- arka arkaya
- one after another She bought articles of clothing one after another. -O arka arkaya giyim eşyaları aldı. 
 
- arka arkaya
- one after the other 
- arka arkaya gelen
- consecutive 
- arka arkaya gelme
- evolution 
- arka arkaya vermek
- to back each other, join forces 
- arka ayak
- hindleg 
- arka ayak
- hindquarter 
- arka ayak
- hind leg The horse rose on its hind legs. -At arka ayaklarının üzerinde yükseldi. 
 
- arka ayak
- one of the rear legs of an animal 
- arka ayaklar
- hind legs 
- arka ayakları üzerinde durmak
- beg 
- arka ayakları üzerinde kalkmak
- sit up and beg 
- arka ayakları üzerinde kalkmak
- sit up 
- arka ayakları üzerine kalkma
- dead set 
- arka ayakları üzerine kalkmış
- rampant 
- arka ayağı ön ayağına değmek
- overreach 
- arka aynası
- rearwiew mirror 
- arka aynayı kontrol edin lütfen
- Check the rearview mirror please 
- arka bacak
- hind leg 
- arka bagaj
- rear trunk 
- arka bahçe
- backyard I permitted Tom to camp in our backyard. -Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına müsaade ettim. 
 My backyard can hold more than ten people. -Benim arka bahçe on kişiden daha fazlasını barındırabilir. 
 
- arka bulmak
- to find a friend in power 
- arka bölge
- personal-private territory 
- arka bölge
-  (Jeoloji) backland
- arka bölüm
- rear section 
- arka cep
- hip pocket 
- arka cep
- back pocket 
- arka cephe
-  (Mimarlık) rear front
- arka cephe
- back elevation 
- arka conta
-  (Otomotiv) rear packing
- arka dingil
- trailing axle 
- arka dingil
- rear-axle, trailing axle 
- arka direk
- rear pillar 
- arka direk
- rear spar 
- arka dolgusu
- backing 
- arka görüntü
-  (Havacılık) down-vision
- arka gövde
-  (Otomotiv) rear housing
- arka kabin
-  (Askeri) rear compartment
- arka kanat
- afterwing 
- arka kanatçık
- tail plane 
- arka kapak
- tailboard 
- arka kapak
- tailgate 
- arka kapı
- postern 
- arka kapı
- back door, rear door 
- arka kapı
- back door He sneaked around to the back door. -O, arka kapıdan gizlice içeri süzüldü. 
 Tom came in through the back door. -Tom içeriye arka kapıdan geldi. 
 
- arka kapı
- backdoor 
- arka kapı
- postern gate 
- arka kapı
- postern door 
- arka kapıdan çıkmak
- 1. to fail out of a school. 2. to be fired for incompetence 
- arka kara
-  (Jeoloji) back land
- arka kara
-  (Jeoloji) backland
- arka kemer/tampon
-  (Otomotiv) rear bumper/fascia
- arka kenar
- trailing edge 
- arka kepçe
- back-hoe 
- arka kiriş
-  (Otomotiv) rear beam
- arka koltuk
- rear seat, backseat 
- arka koltuk
- rumble 
- arka koltuk
- back seat Tom said he found a wallet in the back seat. -Tom arka koltukta bir cüzdan bulduğunu söyledi. 
 There's a blanket in the back seat. -Arka koltukta bir battaniye var. 
 
- arka kovan
-  (Askeri) backshell
- arka köprü
-  (Otomotiv) back axle tube
- arka köprü
-  (Otomotiv) rear axle tube
- arka köprü
- rear-axle tube 
- arka lamba
- tail lamp, tail light 
- arka lob
-  (Biyoloji) posterior lobe
- arka lâmba
- tail light 
- arka lâmba
- tail lamp 
- arka lâmba
- rear light 
- arka lâmba
- rear lamp 
- arka lâmbaları kontrol edin lütfen
- Check the tail lights please 
- arka merdiven
- backstairs 
- arka mil
- back shaft 
- arka motor
- rear engine 
- arka müziği
- background music 
- arka oda
- back room 
- arka olmak
- to back, to support 
- arka oturak
- pillion 
- arka perde
- backcloth 
- arka pile
-  (Tekstil) back pleat
- arka plaka
- backplate 
- arka planda
- in the background, of minor importance 
- arka planda kalmak
- to keep/stay in the background 
- arka plandaki konuşma
- rhubarb 
- arka plân
- frame 
- arka plân
- back seat 
- arka plân
- distances 
- arka plânda kalmak
- take a back seat 
- arka plânda kalmak
- take a back 
- arka portatif koltuk
- rumble seat 
- arka pul
-  (Otomotiv) back-up washer
- arka raf
- parcel shelf 
- arka roba
-  (Tekstil) back yoke
- arka rüzgârı
- tail wind 
- arka sayfa
- verso, left page 
- arka sedye
-  (Askeri) packboard
- arka sokak
- back street The robber attacked her on a back street. -Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı. 
 
- arka sokak
- back alley 
- arka spar
- rear spar 
- arka sınır
-  (Denizbilim) apical margin