Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

an organization the objects of which are to carry on a charitable purpose

listen to the pronunciation of an organization the objects of which are to carry on a charitable purpose
الإنجليزية - التركية

تعريف an organization the objects of which are to carry on a charitable purpose في الإنجليزية التركية القاموس.

charity
{i} hayır

Tom maaşının yarısını sevdiği hayır kurumuna bağışlıyor. - Tom donates half his salary to his favorite charity.

Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti. - Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity.

charity
hayırseverlik

Tom hayırseverlik yapmak için sorulmasını sevmez - Tom doesn't like being asked to give to charity.

charity
(isim) hayır, hayırseverlik, yardımseverlik, sadaka, hayır işi, merhamet, hayır kurumu
charity
{i} hayır işi

Tom yerel bir hayır işi için bir web sitesi tasarlamaya gönüllü oldu. - Tom volunteered to design a website for a local charity.

Hayır işin için para toplamana yardımcı olacağım. - I'll help you raise money for your charity.

charity
bağış

Tom yardım kurumuna çok para bağışladı. - Tom contributed a lot of money to the charity.

Hayır kurumuna çok para bağışladı. - He contributed a lot of money to the charity.

charity
{i} sadaka

Neredeyse her gün sadaka veririm. - I give charity almost every day.

Sadaka önemli bir sevaptır. - Charity is an important mitzvah.

charity
acıma
charity
hamiyet
charity
hayır kuruluşu

O hayır kuruluşuna yaklaşık iki milyar yen bağışta bulunan birinin adı verildi. - That charity is named after someone who contributed about two billion yen.

Bilim ödülünü kazanan ödül parasını hayır kuruluşuna vermeye karar verdi. - The winner of the science prize has decided to give the prize money to charity.

charity
hayır kurumu

Gözde hayır kurumun nedir? - What's your favorite charity?

Tom isimsiz bir şekilde sevdiği hayır kurumuna bir milyon dolar yardımda bulundu. - Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity.

charity
{i} merhamet

Onlardan merhamet bekleme. - Don't expect charity from them.

charity
{i} hayırseverlik, yardımseverlik
charity
(Mukavele) hayırseverlik, yardımseverlik; yardım derneği, hayır cemiyeti; merhamet; sadaka
charity
hayır kurumu/iyilik
charity
yardım derneği charity school hayat okulu
charity
{i} hayır cemiyeti, yardım derneği
الإنجليزية - الإنجليزية
charity
an organization the objects of which are to carry on a charitable purpose

    الواصلة

    an or·ga·ni·za·tion the objects of which are to car·ry on a cha·ri·ta·ble pur·pose

    التركية النطق

    ın ôrgınızeyşın dhi ıbceks ıv hwîç ır tı käri ôn ı çärıtıbıl pırpıs

    النطق

    /ən ˌôrgənəˈzāsʜən ᴛʜē əbˈʤeks əv ˈhwəʧ ər tə ˈkarē ˈôn ə ˈʧarətəbəl ˈpərpəs/ /ən ˌɔːrɡənəˈzeɪʃən ðiː əbˈʤɛks əv ˈhwɪʧ ɜr tə ˈkæriː ˈɔːn ə ˈʧærətəbəl ˈpɜrpəs/
المفضلات