O, iş dünyasında başarılı olmak için yeterince agresif değil.
- He is not aggressive enough to succeed in business.
Tom oldukça agresif, değil mi?
- Tom is quite aggressive, isn't he?
Tom son derece saldırgan.
- Tom is extremely aggressive.
Tom saldırgan görünüyor.
- Tom seems aggressive.
Daha atılgan olmaya çalıştım.
- I tried to be more aggressive.
Girişken olmak zorundaydım.
- I had to be aggressive.
Girişken bir eylem planına ihtiyacımız var.
- We need an aggressive plan of action.
an aggressive policy, war, person, nation.
... So they offered him aggressive treatment, but they said it's ...
... And we initiated the most aggressive -- what we call ...