Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı.
- The middle aged man was charged with assault.
Leyla ve Sami yaşlı ve kırışmıştılar.
- Layla and Sami aged up and wrinkled up.
O, on yedi yaşındadır.
- She is aged seventeen.
Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim.
- I learned to swim aged four and a half.
Eğer İskoçya'dan gelmiyorsa ve en az on iki yıl eskitilmediyse o zaman o, viski değildir.
- If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
Endişeler onu hızla yaşlandırdı.
- Worries aged him rapidly.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Aged 18, he had no idea what would happen next.