action of the verb to remain

listen to the pronunciation of action of the verb to remain
الإنجليزية - التركية

تعريف action of the verb to remain في الإنجليزية التركية القاموس.

remaining
{s} arda kalan
remaining
(Bilgisayar) kaldı

Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi. - The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.

remaining
baki
remaining
kalık
remaining
artık
remaining
bakiye
remaining
arta kalan

Dolapta, vardır...Dolapta ne olduğunu söylemiyorum; o benim büyük sırrımdan arta kalandır. - In the wardrobe, there is... I'm not saying what's in the wardrobe; that is remaining my great secret.

remaining
kalıcı
remaining
{f} kal

Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi. - The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.

Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı. - The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.

remaining
kalarak
remaining
{s} artan
remaining
{s} kalan

Lütfen kalan beş üniteyi hemen gönderir misiniz? - Would you please send the remaining five units right away?

Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı. - There were few students remaining in the classroom.

remaining
{s} öteki
remaining
kalma

Evli bir yazar bekar kalmayı tavsiye ettiği zaman kitabın zayıf noktası güvenirlikten yoksun olmasıdır. - The book's weak-point is that it lacks credibility when a married writer recommends remaining unmarried.

Onun gitme ya da kalma seçeneği vardı. - She had a choice of going or remaining.

الإنجليزية - الإنجليزية
remaining
action of the verb to remain

    الواصلة

    ac·tion of the verb to re·main

    التركية النطق

    äkşın ıv dhi vırb tı rimeyn

    النطق

    /ˈaksʜən əv ᴛʜē ˈvərb tə rēˈmān/ /ˈækʃən əv ðiː ˈvɜrb tə riːˈmeɪn/
المفضلات