Biz fiyatı 15 dolarda sabitledik.
- We fixed the price at $15.
Bu kaldırılamaz. O sabit.
- It can't be removed. It's fixed.
Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim.
- I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.
Toplantı gelecek pazar düzenlendi.
- The meeting was arranged for next Sunday.
Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.
- Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden.
Tom onu bir çekiçle onardı.
- Tom fixed it with a hammer.
O kırık masayı onardı.
- He fixed the broken table.
Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
- We arranged the books according to size.
Onlar bir toplantı düzenlediler.
- They arranged a meeting.