Yaklaşık dört inç kanat genişliğine sahiptir.
 - It has a wingspan of about four inches.
Kanatlarım olsa, sana uçarım.
 - If I had wings, I would fly to you.
Hastanenin üç ek binası var.
 - The hospital has three wings.
Lütfen bir dolmakalem ile yaz.
 - Please write with a pen.
Yanınızda bir dolmakaleminiz var mı?
 - Do you have a fountain pen with you?
Tükenmez kalemle yazar mısınız lütfen?
 - Won't you please write with a ballpoint pen?
Bir tükenmez kalem ile yazın.
 - Write with a ballpoint pen.
O bana kol kanat gerdi ve bildiği her şeyi bana öğretti.
 - She took me under her wing and taught me everything she knew.
Tom bana kol kanat gerdi.
 - Tom took me under his wing.
Ben çocukken, evimizin yanındaki bir ağılda siyah bir domuz vardı.
 - When I was a kid, there was a black pig in a pen beside our house.
Domuzlar ağılda değil.
 - The pigs are not in the pen.
Onu kanadından vurmak zorunda kalacağım.
 - I'll have to wing it.
Tükenmez kalemle yazar mısın?
 - Will you write with a ballpoint pen?
Lütfen tükenmez kalemle yazar mısınız?
 - Would you please write with a ballpoint pen?
Keşke uçmak için kanatlarım olsa.
 - I wish I had wings to fly.
Kuşlar, uçmak için kanatlarını çırparlar.
 - Birds flap their wings to fly.
Hiçbir kuş gereğinden çok yükseğe uçmaz, eğer ki kendi kanatlarıyla uçuyorsa.
 - No bird soars too high if he soars with his own wings.
Uçmak için kanatlarım olsaydı, onu kurtarmaya giderdim.
 - If I had wings to fly, I would have gone to save her.
US A larger formation of two or more groups, which in turn control two or more squadrons.