Tom yatak odasındaki akvaryumda yüzen tropik balıklara bakarak oturdu.
 - Tom sat staring at the tropical fish swimming around in the aquarium in his bedroom.
O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi?
 - How did she get to know so much about fish?
Hoverkraftım yılanbalığı dolu.
 - My hovercraft is full of eels.
Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor.
 - It is a fine day and I feel like going fishing.
Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir.
 - My hobbies are fishing and watching television.
Bazı oğlanlar balık avlar, diğerleri ise yüzer.
 - Some of the boys are fishing and the others are swimming.
Balık avlamak için göllere gidiyor musun?
 - Do you go fishing on the lakes?
Politikacı bir yılan balığı gibi kaygan!
 - The politician is as slippery as an eel!
Suda bir yılan balığı var.
 - There is an eel in the water.