Planlamak için başarısız olma başarısız olmak için planlamadır.
 - Failing to plan is planning to fail.
Tom ve Mary düğünlerini planlamakla meşgul.
 - Tom and Mary are busy planning their wedding.
Bir plan yapmak zorundayız.
 - We have to make a plan.
Başarılı olmak için iyi bir plan yapmak zorundasın.
 - To be successful, you have to establish a good plan.
Yeni plan hakkında seninle aynı düşüncede değilim.
 - I can't agree with you with regard to the new plan.
Sigara içerken planı tasarladım.
 - I conceived of the plan while I was smoking.
Planı nasıl tasarladı?
 - How did he work out the plan?
Tom Boston'a bir yolculuk için planlar yaptı.
 - Tom has made plans for a trip to Boston.
New York'a bir yolculuk planlıyoruz.
 - We are planning a trip to New York.
Tom için bir parti tertip ettim.
 - I planned a party for Tom.
Projeyi sorunsuz olarak daha ileriye götürmek için, biz planı birkaç kez revize ettik.
 - In order to progress the project smoothly, we have revised the plan several times.
Tom'un o proje üzerinde çok fazla zaman harcamayı planladığından şüpheliyim.
 - I doubt that Tom planned to spend so much time on that project.
He didn't really have a plan; he had a goal and a habit of control.