تعريف a register في الإنجليزية التركية القاموس.
- register
- kaydetmek
Bir suçu kaydetmek için mi geldin?
- Have you come to register a crime?
- registry
- {i} sicil
- registry
- {i} kayıt
- register
- (Hukuk) sicil
- register
- {i} kayıt cihazı
- register
- {i} defter
- register
- {i} liste (seçmen vb.)
- register
- dışa vurmak
- register
- {i} nikâh memuru
- register
- {i} valf
- register
- {i} kasa
Her yazar kasada uzun bir sıra vardır.
- There's a long line at every cash register.
Tom yazar kasadan para çalmakla suçlandı.
- Tom was accused of stealing money from the cash register.
- register
- {i} sayaç
- register
- {i} yan yana sayfaların satır hizası ayarı
- register
- belli etmek
- register
- {i} subap
- register
- etki yaratmak
- register
- izlenim bırakmak
- register
- tescillemek
- register
- (Kanun) kaydettirmek
- register
- intibak etmek
- register
- (Bilgisayar) saklayıcı
- register
- kayda almak
- register
- dil dizgesi
- register
- sicile geçirmek
- register
- kayıt aygıtı
- register
- (Bilgisayar) kayıt yap
Yaklaşık otuz kişi kayıt yaptırdı.
- About thirty people have registered.
Yarına kadar alacağımız kurslar için kayıt yaptırmalıyız.
- We must register for the courses that we're going to take by tomorrow.
- register
- (Ticaret) kaydetme
Tom nasıl yapıldığını bana anlattı ama kaydetmedim.
- Tom told me how to do it, but it didn't register.
Kaydetmemiz için çok geç mi?
- Is it too late for us to register?
- register
- ağız
- register
- kayıt olmak
Kayıt olmak için buraya tıklayın.
- Click here to register.
- register
- tahrir etmek
- register
- supap
- register
- (Muzik) ses genişliği
- register
- resmi kayıt defteri
- register
- (Bilgisayar) kaydol
Kaydolmak zorunda mıyım?
- Do I have to register?
Katılmak istersen, kaydolmak zorundasın.
- If you want to participate, you have to register.
- register
- kayda
- register
- (Ticaret) kaydeden alet
- register
- (Bilgisayar) kaydını yap
- register
- kaydeden cihaz
- register
- kütüğe geçirmek
- register
- kaydolmak
Kaydolmak zorunda mıyım?
- Do I have to register?
Katılmak istersen, kaydolmak zorundasın.
- If you want to participate, you have to register.
- register
- liste (seçmen vb)
- register
- nüfus kayıt
- register
- menfez
- register
- göstermek (termometre)
- register
- liste
- register
- liste (seçmen)
- register
- (Dilbilim) kesit
- register
- liste defteri
- register
- (Bilgisayar) sicil kaydı
- register
- iyice tatbik etmek
- register
- ifade etmek
- register
- saat
- register
- nüfus kaydı
- register
- göstermek
- register
- dosya
- register
- tescil etmek
- registry
- (Tıp) kayıtlar
- registry
- (Bilgisayar) kayıt defteri
- register
- ses perdesi
- register
- kayıt
Tom bir organ bağışçısı olmak için kayıt yaptırdı.
- Tom registered to become an organ donor.
Yarına kadar alacağımız kurslar için kayıt yaptırmalıyız.
- We must register for the courses that we're going to take by tomorrow.
- register
- kayıt defteri
- register
- kayıt eden aygıt
- register
- kütüğe kaydetmek
- register
- belirtmek
- register
- (mektubu) taahhütlü olarak göndermek
- register
- (aygıt) kaydetmek
- register
- kütük
- register
- listeye yazmak
- register
- Yazmaç
- register
- regülatör
- Register
- kaydileştirmek
ECM Directory application have been registered by the CRA;.
- register
- kayıt yapmak
- registry
- (Bilgisayar) Windows işletim sisteminin yapılandırma ayarlarının tutulduğu dahili veritabanı
- register
- {i} nüfus memuru
- register
- ismini sicile geçirmek
- register
- kaydolunmak
- register
- {f} yazılmak
- register
- {i} kayıt memuru
- register
- {f} patent vermek
- register
- {f} yazmak
- register
- {f} göstermek (termometre vb.)
- register
- tesir etmek
- register
- (Tıp) Sesin genişliği
- register
- {f} 1. kaydetmek, deftere geçirmek. 2
- register
- deftere geçirmek
- register
- sezil
- register
- {f} sicile geçmek
- register
- (Tıp) Bir kurumda isimleri resmi deftere kaydetme,resmi kayıta geçirme
- register
- {i} sicil: register office sicil dairesi
- register
- (Nükleer Bilimler) kaydedici
- register
- {i} renk ayarı
- register
- {f} kaydet
Kaydetmemiz için çok geç mi?
- Is it too late for us to register?
Bir suçu kaydetmek için mi geldin?
- Have you come to register a crime?
- register
- {f} yazdırmak
- register
- (isim) kasa, kayıt cihazı, sayaç, sicil, kütük, defter, liste (seçmen vb.), subap, valf, ses perdesi, yan yana sayfaların satır hizası ayarı, renk ayarı, kayıt memuru, nüfus memuru, nikâh memuru
- register
- (Askeri) DOĞRU GÖSTERME: Haritacılıkta her hazırlama safhasında mürekkep bir harita görüntüsünün bir unsurunun diğer unsurlara nisbetle doğru mevki
- register
- {f} kayıtlı olmak
- register
- (fiil) kayda geçirmek, kaydetmek, yazmak, yazdırmak, yazılmak, kayıtlı olmak, patent vermek, sicile geçmek, taahhütlü göndermek, belli etmek, dışa vurmak, göstermek (termometre vb.), izlenim bırakmak, etki yaratmak, satırları hizalamak
- register
- göstermek basılmış sayfaları veya renkleri birbirine uydurmak
- register
- {f} satırları hizalamak
- register
- {f} taahhütlü göndermek
Bu mektubu taahhütlü göndermek istiyorum.
- I want to have this letter registered.
- register
- {f} kayda geçirmek
- register
- {i} kütük, kayıt defteri: register of births doğum kütüğü
- register
- birbirine uygun gelmek
- register
- (Tıp) Resmikayıt defteri, kütük
- registry
- {i} sicil dairesi
- registry
- {i} defter
- registry
- defterhane
- registry
- {i} kütük
- registry
- {i} tescil
- registry
- (Tıp) Hastane arşiv dairesi
- registry
- {i} evlendirme dairesi