Halamın üç çocuğu var.
- My aunt has three children.
Elizabeth'e halasının adı verildi.
- She was named Elizabeth after her aunt.
Noel için nineme bir gömlek vereceğim.
- I'll give grandma a shirt for Christmas.
Babaannem uçabiliyor.
- My grandmother can fly.
Babaannem uçabiliyor.
- My grandmother is able to fly.
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
- I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
Teyzemin üç çocuğu var.
- My aunt has three children.
Haftada iki kez anneannemi ziyaret ederim.
- I visit my grandmother twice a week.
Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.
- When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.
Büyük annem 82 yaşında hâlâ enerjik.
- My grandmother is still vigorous at 82 years old.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
- My mother's brother's wife is my aunt.
Ne yazık ki büyük annemin ne bir kümesi ne de bir motosikleti vardı.
- I'm afraid my grandma neither has a henhouse nor a motorcycle.
Büyük annem çok yaşlandı.
- My grandma has gotten very old.
Kırmızı şemsiye ona büyükannesini hatırlattı.
- The red umbrella reminded her of her grandma.
Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.
- Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.
Babaannem 75 yaşında.
- My grandma is 75 years old.
Babaannem eğildi ve bir iğne ve iplik aldı.
- My grandma stooped down and picked up a needle and thread.
Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti.
- Tom and his grandmother went to the bookstore.
Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
- My grandmother goes for a walk in the evening.
Ninem bu sabah mektubu yolladı.
- My grandmother posted the letter this morning.
Bugün ninemin doğum günü.
- Today's my grandmother's birthday.
My grandma texts faster than you.
- My grandmother texts faster than you.
... You know, my grandmother, some of you know, helped to raise me. My grandparents did. My ...
... are folks who've worked hard, like my grandmother. And there are millions of people out there ...