Tom, Mary'nin oy kullanmak için çok genç olduğunu söyledi.
 - Tom said Mary was too young to vote.
Şu an oy kullanmak için kayıtlı mısınız?
 - Are you currently registered to vote?
Tom oy vermek için yeterince yaşlıdır.
 - Tom is old enough to vote.
Oy vermek için kayıtlı mısın?
 - Are you registered to vote?
Oylama on altı Mayıs günü gerçekleşti.
 - The vote took place on May sixteenth.
Meclis otuz üç kez oylama yaptı.
 - The House voted thirty-three times.
Seçim sonucunun yakın olacağı herkes tarafından biliniyordu.
 - It was clear to everyone that the vote would be close.
Her eyaletin, sadece bir oy hakkı vardı.
 - Each state had just one vote.
İsviçre'deki kadınların 1970'lere kadar oy hakkına sahip olmadıklarına inanabilir misiniz?
 - Can you believe that women in Switzerland didn't receive the right to vote until the 1970's?
Tom kime oy vermesi gerektiğine karar veremedi.
 - Tom was unable to decide who he should vote for.
Kararımı değiştirmiyorum.
 - I'm not changing my vote.