a decision on a question, either affirmative or negative

listen to the pronunciation of a decision on a question, either affirmative or negative
İngilizce - Türkçe

a decision on a question, either affirmative or negative teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

vote
{f} oy kullanmak

Şu an oy kullanmak için kayıtlı mısınız? - Are you currently registered to vote?

Tom, Mary'nin oy kullanmak için çok genç olduğunu söyledi. - Tom said Mary was too young to vote.

vote
{f} oy vermek

Oy vermek için kayıtlı mısın? - Are you registered to vote?

O, oy vermek için yeterince yaşlı değil. - He is not old enough to vote.

vote
{f} oylamak
vote
oy
vote
{f} oylayarak kararlaştırmak
vote
{i} oylama

Hiç kimse bütçeyi oylamayacak. - No one will vote for the budget.

Oylama on altı Mayıs günü gerçekleşti. - The vote took place on May sixteenth.

vote
önermek
vote
bildirmek
vote
(the ile) oy hakkı
vote
{i} seçim sonucu

Seçim sonucunun yakın olacağı herkes tarafından biliniyordu. - It was clear to everyone that the vote would be close.

vote
{i} oy hakkı

Herkesin oy hakkını kullanması gerekir. - Everyone should exercise their right to vote.

İsviçre'deki kadınların 1970'lere kadar oy hakkına sahip olmadıklarına inanabilir misiniz? - Can you believe that women in Switzerland didn't receive the right to vote until the 1970's?

vote
{i} önerme
vote
(isim) oy, oylama, oylanan şey, seçim sonucu, karar, önerme
vote
{i} oy, rey
vote
{f} oy vermek: Everyone is obliged to vote in these elections. Bu seçimlerde herkes oy vermek zorunda
vote
{i} karar

Kazanana karar vermek için oy kullanacağız. - We will vote to decide the winner.

Tom kime oy vermesi gerektiğine karar veremedi. - Tom was unable to decide who he should vote for.

İngilizce - İngilizce
vote
a decision on a question, either affirmative or negative