O, uçurumun kenarında durdu.
 - He stood on the edge of the cliff.
Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu.
 - The search party found him lying at the foot of a cliff.
 Dikey kayalıklardan uzak durun! o bağırdı.
 - Keep away from the vertical cliff! she shouted.
Oğlu kayalıkların üstüne düştü.
 - His son fell over the cliff.
Trajedi zihnimde bir yara izi bıraktı.
 - The tragedy left a scar on my mind.
Eski ev bir falez üzerinde bulunuyor.
 - The old house stands on a cliff.
Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
 - Have you ever shown your scar to someone?
Hâlâ o kazadan kalma bir yara izim var.
 - I'll still have a scar from that accident.