Mutlu olmak ve başka soru sormamak en iyisi olur.
- To be happy and not ask any more questions would be best.
Başka sürprizler istemiyorum.
- I don't want any more surprises.
Seni senin beni sevdiğinden daha çok sevmiyorum.
- I don't like you any more than you like me.
Daha çok öğrencinin gelmek istediğini sanmıyorum.
- I don't think any more students want to come.
Ben artık sigara içmiyorum.
- I don’t smoke any more.
Kızınız artık bir çocuk değildir.
- Your daughter is not a child any more.
Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.
- Let's take a short rest here. My legs are tired and I can't walk any more.
Tom'u Fransızca çalışmaya ikna etmeye çalışmak için daha fazla zaman harcamak istemedim.
- I didn't want to spend any more time trying to convince Tom to study French.
Bizim daha fazla gönüllüye ihtiyacımız yok ama biz biraz daha fazla para kullanabiliriz.
- We don't need any more volunteers, but we could use some more money.
Biraz daha yersem, hasta olacağım.
- If I eat any more, I'll be sick.
Artık onu sevmiyorum.
- I don't love her anymore.
Artık onu sevmiyorum.
- I do not love him anymore.
Tom Mary'nin davranışına daha fazla katlanamaz.
- Tom can't put up with Mary's behavior anymore.
Artık daha fazla dayanamıyorum! Üç gündür uyumadım!
- I can't take it anymore! I haven't slept for three days!
Seninle bundan sonra konuşmayacağım.
- I won't talk to you anymore.
Tom bundan sonra artık yalnız olmadığının farkında oldu.
- Tom became aware that he was no longer alone anymore.
He's no longer the wholesome Chamber of Commerce bigshot we used to know in the olden days, Doc, he's bad shit anymore.
They don't make repairable radios any more.
I don't like Braques any more than I like Picasso.
I just misspelled my own name! Could I be any stupider?.
... But he's asked that I don't get any more on the right ...
... steals her baby girl, and now she's not even Jane any more, she's Jim. Well, Jim gets ...